Kanser tanı ve tedavisi hayatı değiştiren bir deneyimdir. Kanser tanısı alan kişiler hastalığın ve tedavinin getirdiği zorluklara bağlı olarak bazı psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Kanserin psikolojik etkileri kanseri yendikten sonra da devam eder. Kanser hastalığının tedavisi ve kontrol altına alınması için kişilerin psikolojik durumlarının iyileştirilmesi oldukça önemlidir. Yazının ilerleyen bölümlerinde kanserin hastalarda yarattığı olumsuz psikolojik etkiler ile psikolojik etkiler ile baş edebilmek ve hastaların psikolojik durumlarını iyileştirmek için neler yapılabileceği üzerinde duracağım.
Psikolojik Stres ve Kanser
Bireyler fiziksel, zihinsel veya duygusal baskı altında olduğunda vücutta kan basıncını arttıran, kalp hızını hızlandıran ve kan şekeri seviyelerini yükselten stres hormonları (epinefrin ve norepinefrin gibi) salgılanır. Zaman zaman stres yaşamak normaldir. Ancak uzun süre boyunca yüksek düzeyde stresi tekrar tekrar yaşayan insanlarda zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Yoğun ve uzun süreli (kronik) stres, kişilerin kardiyoloji, doğurganlık, idrar, obezite sorunları yaşama olasılığını arttırır. Kronik stres yaşayan insanlar zayıflamış bağışıklık sistemine sahiptirler, grip veya soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarına daha fazla yatkın olurlar. Baş ağrısı, uyku sorunu, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar yaşarlar.
Psikolojik stresin kansere yakalanma riskini arttırdığını gösteren araştırmalar mevcuttur. Kronik stres altındaki kişiler sigara, aşırı yemek veya alkol gibi zararlı alışkanlıklara daha çok yöneliyorlar. Bu zararlı alışkanlıklar kanser riskini attıran davranışlardır. Stres ve kanser arasındaki ilişkileri araştıran çalışmaların incelendiği bir meta-analiz sonucunda, geçmişte kanser öyküsü olmayan sağlıklı bireylerde stresle ilişkili psikolojik ve sosyal faktörlerin yüksek kanser oranı ile ilişkili olduğu ve kanser hastalarında stresin daha düşük hayatta kalma oranı ile ilişkili olduğu görülüyor.
Kanserin Psikolojik Etkileri
İnsanlar zihinsel, fiziksel ve duygusal baskı altında olduklarında stresli hissederler. İnsanlar kanserin neden olduğu değişiklikleri yönetemediklerini veya kontrol edemediklerini hissettiklerinde stresli olurlar. Stres, kanser hastalarının yaşam kalitesini azaltabilen bir faktör haline gelebilir. Bunun sebebi kişinin yaşadığı zorluktan dolayı hissettiği stresin, baş etme becerileri ve kaynaklarından çok daha fazla olmasıdır. Bazı araştırmalar kanser hastasının yüksek düzeyde stres yaşamasının hastalığının gidişatını kötü etkilediğini göstermektedir.
Kanser teşhisinin ardından şok, inkar, öfke, depresyon ve kabullenme aşamalarının yaşanması hastalığa uyum sürecinde normaldir. Bazı hastalar bu aşamalardan birinde takılı kalır ve hastalık sürecine uyum sağlayamazlar. Hastalığa uyum sağlayamayan kanser hastaları, yoğun stresle baş edemediklerinde çaresizlik ve umutsuzluk hisleri geliştirebilir. Hastalıktan dolayı çaresiz ve umutsuz hisseden hastaların tedavi görmeyi reddetme, sigara ve alkol kullanımı gibi zararlı davranışlarda bulunma olasılığı yüksektir. Bu davranışlar nedeniyle hastalarda ölüm oranının arttığı görülüyor. Bazı araştırmalar, kanser tedavisi gören hastaların sigara ve alkol alarak stresleriyle baş etmeye çalışmalarının kişilerin depresyona girme riskini arttırdığı ve alkol ve sigarının etkisi ve tetiklemesiyle psikolojik rahatsızlıkların oluştuğunu gösteriyor. Etkili baş etme yöntemlerini kullanabilen hastaların ise daha düşük depresyon, anksiyete düzeylerine sahip oldukları ve kanserden veya kemoterapiden kaynaklanan psikolojik ve fiziksel semptomları daha az yaşadıkları görülüyor.
Travmatik Bir Deneyim: Kanser
Kişilerin hiç beklemedikleri bir şekilde gerçek bir tehdit ile karşı karşıya kaldığı ve bu sırada yoğun dehşet, korku, çaresizlik duyguları hissettiği olaylar travmatik deneyim olarak tanımlanabilir. Kişinin kendisinin veya yakın ailesinden birisinin ciddi bir hastalığa yakalanması gibi beklenmedik olaylar insanlarda travmatik etki yaratır ve yüksek düzeyde tekrarlayan strese neden olabilir. Kanser, travmatik bir deneyimdir. Kanser ile mücadele etmek, süreç içinde tekrarlayan veya devam eden stresli ve travmatik birçok olayı içerir. Tanı aşaması, tedavi aşaması, tedavinin tamamlanmasının ardından kanserin tekrarlaması veya kanserin tekrarlama ihtimali travmatik strese neden olabilmektedir. Kanser tanısı almak, geçmiş travmalarını da tetikleyebilir. Örneğin kanser hastasının geçmiş yaşantısında kansere yakalanmış yakın akraba ve arkadaşına dair travmatik anıları tetiklenerek rahatsızlık vermeye başlayabilir. Travmanın en belirgin özelliklerinden biri kişilerin gelecekle bağını koparmasıdır. Travmanın etkisi altındaki kişiler travmatik olayla ilişkili düşünce ve duyguları tekrar tekrar yaşadıkları bir döngüye girerler. Kanserin travmatik etkileri kişinin var olan baş etme mekanizmalarının çalışmasına ve geleceğe yönelik umutlu olmasına engel olur. Bu durum tedaviyi olumsuz etkileyebilir.
Kansere Bağlı Travma Sonrası Stres Belirtileri
Kanser hastalarının yaklaşık %60’ının travma sonrası stres belirtileri gösterdiğini kanıtlayan bazı araştırma bulguları mevcuttur. Kansere bağlı travma sonrası stres belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Kanserle mücadele eden hastalar, tanı esnasında, tedavi sürecinde, tedavi tamamlandıktan sonra veya kanserin nüksetmesi gibi herhangi bir noktada travma sonrası stres belirtileri yaşamaya başlayabilir.
Travma Sonrası Stres Belirtileri:
- Çoğunlukla sinirli, kaygılı ve gergin hissetmek
- Net düşünememek, anda kalamamak
- Uyku problemleri yaşamak
- Diğer insanlardan kaçınmak
- Hayata yönelik ilgi kaybı
- Tetiklenmek: Travma sonrası stres belirtileri, kemoterapi ile bağlantılı belirli kokular, sesler ve görüntüler olduğunda tetiklenebilmektedir. Sık sık tetiklenmek, kanser hastasının tedavi almaktan kaçınmasına neden olabilmektedir.
Travma Sonrası Stres Riskini Arttıran Faktörler:
- Yüksek düzeyde kronik stres hissetmek
- Kanser teşhisi öncesindeki travmatik deneyimler
- Kanser teşhisi öncesindeki psikolojik problemler
- Sosyal desteğin az olması veya hiç olmaması
- Stres ve sorunlarla baş etmekten kaçınmak
- Kanserin ileri fazda olması
- Uzun süren ameliyatlar geçirmek
- Kanserin nüksetmesi
Travma Sonrası Stres Riskini Azaltan Faktörler:
- Duygusal ve sosyal destek hastaların stresle baş etmeyi öğrenmelerine yardımcı olur.
- Kanserin evresi hakkında net bilgiler edinmek, doktor ve diğer sağlık personelleri ile açık ilişkiler geliştirmek hastada belirsizliğin yaratacağı stresi en aza indirmeye yardımcı olur.
Kanserle Mücadele Edenler Psikolojik Stresle Nasıl Baş Edebilir?
Duygusal ve sosyal destek, hastaların psikolojik stresle baş etmeyi öğrenmelerine yardımcı olabilir. Stresle baş etme becerilerini arttırmak hastalar arasında depresyon, anksiyete ve hastalığa ve tedaviye bağlı semptomları azaltabilir. Stresle baş etmek için başvurabilecekleri yollar aşağıdaki gibidir.
- Psikoterapi
- Kanser hakkında psiko-eğitim
- Gevşeme, meditasyon veya stres yönetimi eğitimi
- Grup ortamında sosyal destek
- Depresyon veya anksiyete için ilaçlar
- Egzersiz yapmak
Kanser ve EMDR Terapisi
EMDR (Göz Hareketi Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), insanların stresli yaşam deneyimlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan rahatsız edici semptomları ile duygusal acı ve stresi iyileştiren bir psikoterapidir. EMDR, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından travma sonrası stres bozukluğu için tavsiye edilen bir terapidir. Bu alanda yapılmış çalışmalar diğer travma terapilerine göre EMDR’nin daha kısa sürede iyileşmeyi sağladığını bildiriyor. EMDR terapisinin etkisi; bir zamanlar kendinizi zayıf, güvensiz, umutsuz veya çaresiz hissettiren ve size acı veren deneyimlere güçlenmiş hissederek bakabilmenizdir.
Kanser hastalığının önlenmesi, tedavisi ve kontrol edilmesi için kişilerin psikolojik durumlarının iyileştirilmesi oldukça önemlidir. Araştırmalar EMDR terapisinin kanser hastalarında anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres semptomlarını azalttığını göstermektedir. Kanser teşhisi alan kişilerin, hastalığın tedavisi sırasında, tedavi tamamlandıktan sonrasında veya tekrarlaması aşamalarında EMDR terapisini içeren psikolojik destek alması oldukça faydalıdır. Kanser ile ilişkili rahatsız edici travmatik deneyimlerin EMDR terapisi ile çözümlenmesi, psikolojik bir kök hücre nakli gibidir. EMDR terapisi ile kişinin kanser deneyimi hakkındaki işlevsiz olumsuz inançları, işlevsel olumlu inançlar ile değiştirilir. EMDR terapisi, kişinin zorluklarla baş etme becerilerini ortaya çıkarır ve arttırır. Kişilerin anda kalması, hastalık sürecine uyumu ve geleceğe umutla bakması sağlanır.
Seren Beleci
Psikolojik Danışman / Aile Danışmanı
REFERANSLAR
Civilotti, C., Castelli, L., Binaschi, L., Cussino, M., Tesio, V., Di Fini, G., & Torta, R. (2015). Dissociative symptomatology in cancer patients. Frontiers in psychology, 6, 118.
Chida, Y., Hamer, M., Wardle, J., & Steptoe, A. (2008). Do stress-related psychosocial factors contribute to cancer incidence and survival?. Nature clinical practice Oncology, 5(8), 466-475.